Eğer Bahçeli Alevi olduğu için Selvi’ye “Kılıç Artığı” Diyorsa o Bir Dönektir! | Murtaza Demir

Bahçeli fincancı dükkânında rotasını şaşırmış fil gibi bilinçsizce kırıp dökmeye, geçmişini inkâra ve muhtemelen, “şu ahir ömrümüm son deminde bir daha muktedir olayım” diyerek RTE’ye yamanmaya çalışıyor.

Fakat öyle keskin zikzaklar çiziyor ki, gözle takibi bile zorlaşıyor…
[hr_invisible][hr_invisible]

Virajı alamayınca da böyle savruluyor!

Son grup konuşmasında nenemin anlattığı tekerlemelere benzeyen; kafiyeli, bol küfürlü, anlamsız, alışılagelmiş, hoş ve boş konuşmasını yaparken ipin ucunu yine kaçırdı, hızın alamadı, savruldu, ağzını bozdu ve Abdülkadir Selvi’yi “kılıç artığı” olarak niteledi… Bahçeli, Selvi’nin şahsına ne söylerse söylesin beni ilgilendirmez ama kılıç artığı ne?

Şöyle…

Bilirsiniz, Anadolu’muzda ecdadımızdan süzülerek gelen ve bize intikal eden çeşitli deyimler vardır. Öyle ki, bu deyimlerin tek kelimesi dahi kitap hacminde anlam taşır.

Mesela; soysuz, aslını inkâr eden haramzadedir, kılıç artığı, kefere, dönük, ne idüğü belirsiz gibi…

“Kılıç artığı” deyimi genel anlamda Kurtuluş Savaşı sonrası ülkemizde kalan gayrimüslim yurttaşlar için kullanılırdı. Kaba, incitici ve hoyratça olan deyimi kullananların maksadı, muhatabın onurunu kırmak, aşağılamak, hakaret etmekti.

A. Selvi gayrimüslim midir; hayır… Bilirim. Daha önce de yazdığım gibi Sivas/Yıldızeli İlçesinden Deremahalle’li bir Kızılbaş dönmesidir… Aslını inkâr eder mi; evet, geçmişini karartmaya, saklamaya çalışır mı; evet! Hızır Paşa mıdır; evet! Köküne söveni, düşmanlık güdeni yüceltir, ondan bile yararlanmaya çalışır mı; evet! Sinsi midir; evet!
[hr_invisible][hr_invisible]

Ama Selvi kılıç artığı değildir…

Eğer Bahçeli, Selvi’nin Kızılbaş olan kökenini “kılıç artığı” olarak niteliyorsa, bu niteleme Bahçeli’nin konuya dair affedilmez cehaletini gösterir ve muhakkak surette düzeltilmesi gerekir.

Bahçeli’nin kök aidiyetini bilmiyorum. Önemli de bulmuyorum. Ben, “iyiler iyidir” der geçer, 72 millete aynı nazarla bakarım ama mevzuyu kendisi açtığı ve de bir parti lideri olduğu için önemsemek, irdelemek zorundayım. Eğer bahçeli köken itibarıyla Türk ise ve biraz tarih bilgisine sahipse, ana dili Türkçe olan Alevi-Kızılbaş yurttaşlarımızın tamamının Türk olduğunu, dolaysıyla bunlara “kılıç artığı” denilmeyeceğini bilir veya bilmesi gerekir.

Dolayısıyla Selvi’nin pozisyonunu “kılıç artığı” olarak değil dönük veya dönek biçiminde tanımlamak daha evladır ve eğer konuyu “dönmek, dönük veya eski itikadına sırt çevirmek” bağlamında ele alacak olursak Sn. Bahçeli’nin pozisyonu Selvi’den farksızdır.
[hr_invisible][hr_invisible]

Neden farksızdır?

Dönük veya dönek; eski kabulünden dönmek, başka bir kabule-itikada, dine, mezhebe, ırka intisap etmek ise ve Sn. Bahçeli, Aleviliği “döneklik” olarak izaha kalkıştıysa, geçmişi itibarıyla her Sünni Türk gibi kendisi de Alevi kökenli bir dönektir. Tarihi belge ve kaynaklar orada duruyorken, şimdi Muaviye’ye intisap edip Aleviliği taşlaması, kendisini döneklikten kurtarmaz!
[hr_invisible][hr_invisible]

Sn. Bahçeli;

İlk üç Osmanlı (Odmanlı-Ottoman) padişahı Türkmen’dir, katıksız Alevidir. Kendisine beylik kuşağı kuşatan ve “ey oğul” diye başlayan duayı veren Osman’ın (Odman) kayınpederi Şeyh Ede Balı da bir Alevi dedesidir.

Osmanlıyı imparatorluk haline getiren Yeniçeri Ocağının gülbankı Hace Bektaş nefesidir…

Serçeşme (suyun gözü) kabul ettiğimiz Hacebektaş Dergâhını Padişah Murat Hüdavendigar, Yanko Medyan isimli bir İtalyan mimara yaptırmış, Dulkadirli Beyleri de Dergâhı büyüterek, ihtiyaca cevap verecek duruma getirmiştir. Bu üç padişahın yaptırdığı cami de, Orta Asya’dan Anadolu’ya intikal eden Sünni aşiret de yoktur. Bu aşiretlerin tamamı, Anadolu’muza İslam’ın Ehlibeyt kabulü içinde eski inançlarıyla intikal etmiş, padişah Yavuz’dan sonra yüzyıllar içinde dönmüştür.

Aleviler, İslam’ı eski inançları içinde hercümerç ettikleri ve ahlak temelli bir insani mirasa sahip oldukları için günümüzde Ali taraftarı, Ali evi, Alevi olarak ifade edilmektedir. Bu bağlamda Aleviler dönük ve dönek değildir. Bu bir hakaret, iftira ve bühtandır!

Günümüz Türkiye’sinin karşı karşıya kaldığı irtica ve cehalet sarmalına bakıp, hakaret değil; “iyi ki Aleviler var, iyi ki böylesiniz, iyi ki ahlak temelli inanç kabulünüzü terk etmemiş-dönmemişsiniz… Vatan size minnettardır” denilmelidir…

***

Biz ülkenin sahibiyiz. Meşrebimizden, mezhebimizden şikâyetimiz yoktur. Tek şikâyetimiz, kendini bilmezlerin önü-sonu gelmeyen hakaret ve cehaletleridir! Bu hakaret kervanına Sn. Bahçeli de katılmış bu ahlaksız ezberi tekrar etmiştir. Bu bağlamda bir parti lideri olan Sn. Bahçeli’nin sözlerine açıklama getirmesi veya düzeltmesi önemlidir.

Bekliyoruz…


Murtaza Demir | Odatv

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir