Virani
Doğum ve ölüm tarihi belli olmayan Virani’nin; 16. yüzyılda Eğriboz adasında doğduğu söylenir. Hurufiliği benimsemiş bir Bektaşi ozanıdır.
BektaÅŸiliÄŸin ikinci piri Balım Sultan‘dan el almıştır. Bir süre Necef-i EÅŸref de Hz. Ali Türbesi‘nde türbedarlık, babalık yapmıştır, (1587-1618) yıllarında İran‘da saltanat süren Åžah Abbas‘la görüşÂmüştür. Anadolu‘nun birçok yerlerini ve daha sonra da, Bulgaristan’da Deliorman ve Debruca‘yı dolaÅŸmıştır. Neceften dönüşünde, Deliorman yöresinde bulunan Demir Baba tekkesini ziyaret etmiÅŸ ve ondan bilgilenmiÅŸtir. Demir Baba, soy zinciri itibariyle Peygamber’e ulaşır.
Demir Baba Velâyetnamesi’nde, Virani’nin Demir Baba ile görüşmesi şöyle anlatılır: Demir Baba’ya, Arap ve Acem dillerini bilen bir kimse geldiÄŸi ve müritleriyle Rumeli’ye geçtiÄŸi ve bu kiÅŸinin adının da Viranı olarak söylendiÄŸi bildirilir. Ancak gaflet içinde olduÄŸu ve “Kutupluk” davası güttüğü de ilave edilir. Demir Baba manevi yönden kendisinin daha üstün olduÄŸunu göstermek ister. Demir Baba, o tarihlerde yüz yirmi yaşına ulaÅŸmış ulu bir ihtiyardır. Virani, onun batın kılıcıyla yenilir, yere geçer. Huzurunda divan durup, niyaz eder. Demir Baba’dan icazet ister. Ancak, önce Virani’ye nasihatler verir “kiÅŸi böyle sevdalarda olmasa gerek. Kuran’a uy Sure-i Fatiha’da ne kadar harf olduÄŸunu bilir misin? Onlardan geçmeyen veli olmaz. Bu kadar suhufla dört kitabı yutsa bile. Kapıdan girmeyen, içeride ne olduÄŸunu bilmez. Bilen âşık da, dava kılmaz. Kimse kusuruna kalmaz.” Bu nasihatten sonra Demir Baba, Virani‘ye icazet verir. Virani, oradan Otman Baba Sultan‘ı ziyaret etmek için yola çıkar. Sabahleyin Karlıova‘da Hafız Zade Türbesi’ne gelir. Ancak Virani rahatsızlanır ve öğleden sonra orada hakka yürür. Avlu kapısı önüne gömülür.
Demir Baba Velâyetnamesi’nde de söz edildiÄŸi üzere, Virani, Arapça, Farsça bilen güçlü bir ÅŸairdir. “Virani Baba Divanı” ile “Virani Baba Risalesi” adlı basılmış eserleri günümüze kadar gelmiÅŸtir
Özellikle Hz. Ali’yi öven, On iki İmam’ı dile getiren coÅŸkulu methiyeleri vardır.
İstemem alemde gayrı meyvayı Tadına doyulmaz balımdır Ali İstemem eşyayı verseler dahi Kokmazam sünbülü gülümdür Ali Ali'mdir kadehim Ali'mdir şişe Ali'm sahralarda morlu menekşe Ali'm dolu yedi iklim dört köşe Ali'm saki Kevser dolumdur Ali Ali vahid şah-ı Resul kibriya İmam Hasan Hüseyn Şah-ı Kerbela İmam Zeynel-Aba ol sahib-liva Büküldü kametim dalımdır Ali Muhamrned Bakır'dır tendeki canım Ca'ferüs -Sadık'tır dinim imanım Musa-i Kazım'dır derde dermanım Varlığım kalmadı malımdır Ali Aliyyür -Rıza'dır Şah-ı Horasan Taki ile Naki gösterdi burhan Hasanül-Askeri mah-ı dırahşan Yokladım talihim falımdır Ali Muhamrned Mehdi'dir sahibüz-zaman Oniki İmam'a kul oldum heman Ma'sum-ı pakandır envar -ı cihan Esrar-ı Huda'ya alemdir Ali Virani'yem düştüm şimdi derdine Vücudum gark oldu çile bendine Gönül sormaz oldu kendi kendine Söyler dehanımda dilimdir Ali
Bu konuyla ilgili geri bildirimler.
[…] BektaÅŸi geleneÄŸinde ”Yedi Ulular” olarak bilinen Fuzuli – Hatayi – Virani – Pir Sultan – Nesimi – Kul Himmet gibi saygın ÅŸairler arasında yer alan […]