Kartal Cemevi Dedesi Mustafa Düzgün, Alevilerin ve cemevlerinin sorunlarının devam ettiğini söyledi. Alevi önderlerinin görüşmelerde hükümet yetkililerine 10 maddelik taleplerini içeren bir teklif sunduğunu anlatan Düzgün, “Aleviler dedelere maaş ve Diyanet’ten bütçe istemiyor. Devlet, genel bütçeden bize pay ayırsın. Bizi diyanete bağlamasın, Diyanet’in emrindeki bir kurum gibi olmayalım.” dedi. Kendilerine irfan merkezi teklifinde bulunulduğunu kaydeden Düzgün, “İrfan merkezleri ile cemevleri aynı statüde olmamalı. Hükümet sürekli ‘irfan merkezleri açalım’ diyor ya, bunun altında başka emeller var. Mesela, irfan merkezi adına birçok insana bedavaya para dağıtmak gibi.” ifadelerini kullandı.
Perşembe günü Anadolu yakasının en büyük cemevlerinden olan Kartal Cemevi’nde buluşan Alevi vatandaşlar, lokmalarını da birlikte getirdi. Dede Mustafa Düzgün’un önderliğinde ibadetlerini yapan Aleviler, poşetlenen lokmalarını alıp, bir sonraki cemde buluşmak üzere evlerine gitti. Cem öncesi Dede Mustafa Düzgün ve Kartal Cemevi Vakfı yönetiminde bulunan Turan Çiftçi, Alevilerin ve cemevlerinin sorunlarına, talep ve beklentilerine ilişkin Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın başvurusu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) cemevlerinin de ibadethane statüsünde kabul edilmesi yönünde karar aldığını hatırlatan Mustafa Düzgün, buna rağmen sorunlarının hala devam ettiğini söyledi. Cemevi ve vakıf olarak giderlerin yapılan bağışlarla karşılandığını vurgulayan Düzgün, şunları söyledi: “AİHM kararı ile zannettiler ki cemevleri artık bu işlerden kurtuldu. Kurtulamadık, biz o sorunları hala yaşıyoruz. Son olarak Adalet Bakanlığı’nın Alevileri çağırmasına Kartal Cem Vakfı Başkanı İsmail Saçlı da katıldı. Burada 10 maddelik bir bildiriyi hükümete sunduk”
“İRFAN MERKEZLERİ İLE CEMEVLERİ AYNI STATÜTE OLMAMALI”
Düzgün, hükümete sunulan taleplerle ilgili de şunları paylaştı: “Aleviler, birinci olarak AİHM kararları uygulansın diyor, cemevlerinin ibadethane olduğu yönündeki karar. İki; irfan merkezleri ile cemevleri aynı statüde olmamalı. Hükümet sürekli ‘irfan merkezleri açalım’ diyor ya, bunun altında başka emeller var. Mesela, irfan merkezi adına birçok insana bedavaya para dağıtmak. Doğu’da ‘melle’ diye bir şey çıkardı. Hiç okuma yazması yok ama köylüler üzerinde etkisi var diye onlara maaş bağlamak için melle kanunu çıkardı. İrfan merkezi de deyip, tarikatları güçlendirmek amacıyla yapabilir. IŞİD de irfan merkezi olabilir, irfanla alakası yok aslında.
Alevi sorunu sadece dede maaşı değil. Biz maaş istemiyoruz. Biz cemevlerine bütçe istiyoruz. Bu sorunlara çözüm gelmeli. Temsilci olarak vakıf, federasyon ve dernek başkanları ve hizmet veren dedeler muhatap alınmalı. Birçok tabela derneği oluyor, onlar hizmet vermediği halde hükümet bizimle eş tutuyor.
‘DİYANET’İN EMRİNDEKİ BİR KURUM OLMAYALIM’
Aleviler dedelere maaş ve Diyanet’ten bütçe istemiyor. Devlet genel bütçeden bize pay ayırsın. Bizi diyanete bağlamasın, Diyanet’in emrindeki bir kurum gibi olmayalım. Diyanet resmi bir kurumdur. Onların emrindeki hocalara bir hutbe verilir, gidin bunu okuyun camilerde denir. Bize de yarın Perşembe günü şunu okuyun derse ne yapacağız? Diyanet’te bizi kabul etmiyor. Diyanetin bizi kabul etmesi için Alevilere yer vermesi lazım. Diyanet de bizi bir bakanlığa bağlayıp, oradan bize pay ayırmayı düşünüyor.”
TURAN ÇİFTÇİ: DİYANET’E VERİLEN HAKLAR BİZE DE VERİLSİN
Kartal Cemevi Vakfı yönetiminden Turan Çiftçi de Aleviliğin Türkiye’deki önemine ve rolüne değindi. “Alevilikte barış ve kardeşlik var.” diyen Çiftçi, “Eğer Alevilerin barış içinde, kardeşçe planları olmasa, gözyaşlarımız olmasa, Allah korusun Türkiye uçurama gider. Biz buna müsaade etmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Alevilerin sorunlarının tümüyle devam ettiğini vurgulayan Çiftçi, “21 Mart’a kadar AİHM’in hkümete bildirimi vardır. 21 Mart’a kadar çözün diyorlar, istemiyoruz ama ülkemize yaptırım uygulanırsa biz de üzülürüz. Bu yaptırımları ülke vatandaşları, bizler yine cebimizden ödeyeceğiz. Biz bunu barış içinde çözelim istiyoruz. “ dedi.
Anayasa’nın 10. Maddesinde belirtilen hakların verilmesini istediklerini kaydeden Çiftçi, Diyanet’e verilen hakların verilmesini istiyoruz. Biz 1400 yıldır sema dönüyoruz. Hükümet bıraksa da bırakmasa da döneceğiz. Hak verse de vermese de bizim ibadethanemiz burasıdır. Diyanet’e verilen hakların bizim kuracağımız üst kurula versinler, özerk bir kurum olarak haklarımızı alalım, barışa, insan haklarına katkıda bulunalım. Bunu istiyoruz.” şeklinde konuştu.