Cem Vakfı Başkanı Erdoğan Döner’in hazır bulunduğu inanç önderleri bölge toplantısının ikincisi önceki gün İstanbul’da yapıldı. Davetli ve konuşmacı sıfatıyla şahsımın da hazır bulunduğu toplantıyı Cem Vakfı Dini İnanışlar Başkanı Eşref Doğan’ın yönetti. İstanbul Bölge toplantısına çoğu dede, baba ve ana olmak üzere toplam 400 kişi katıldı.
Bizim tabirimizle Alevi Diyaneti’nin alt yapısını oluşturacak bölge toplantılarının ilki Çorlu’da yapılmıştı. Üçüncü toplantı 10-15 gün içinde İzmir’de yapılacak.
Toplam 10 bölge toplantısının sonunda 10’ar dede, ana ve babanın oluşturacağı toplam 100 kişilik topluluğa Cem Vakfı Temsilciler Meclisi diyor.
Divan oluşturulurken 12 İmam’a atfen 12 isim belirlendi. Dede Eşref Doğan’ın başkanlığında Mevlevi Dedesi Hasan Çıkar, Sarı Saltık Dedesi Emre Saltık, Nusayri Dedesi Davut Eskiocak, Ana Nimet Karabulut, Baba Ali Kaplan, Baba Hakkı Saygı, Baba Hüseyin Başarbaba, Caferi Temsilcisi Musa Ayaztekin, Tarihçi ali Kaya, Cem Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin ve Çorlu Şubesi Başkanı Dr. Muzaffer Şahin oturumu yönetti.
Cem Vakfı Başkanı Erdoğan Döver ülke koşullarını göz önünde bulundurarak büyük bir toplantı yerine bölge toplantılarını tercih ettiklerini belirtti. Döver haklı olarak bu toplantıların sadece ‘inanç hürriyeti’ ve ‘ve iç barışa katkı’ amacıyla yaptıklarını belirterek, haklı olarak Alevilerin hassasiyetinin altını çiziyordu.
Farklılıkları muhafaza ederek, bölünmemiş hür bir ülkede birlikte yaşama iradesini arama adına takdir edilecek bir davranış bu.
[hr_invisible][hr_invisible]
Alevi Diyaneti ve İlahiyatı
Hak Muhammet Ali Yolunda barış ve birlik içinde ‘Yol Uludur’ mantığı ile yürütülecek çalışmalar sonunda hazırlanan rapor başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başta olmak üzere siyaset ve bürokrasi önderlerine iletilecek.
[hr_invisible]
Peki, Aleviler ne istiyor?
Cem Evlerinin ibadethane olarak tanınmasını istiyor. Daha doğrusu AHİM kararlarının uygulanmasını, hukuk kurallarının işlemesinde ısrarlı, kararlı… Din ve Ahlak derslerinde Aleviliğin kendi yorumları ile anlatılmasını arzu ediyor. Bu talebe Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ‘olumlu baktığını’ söylemişti.
Vergi veren, askerlik yapan Alevilerin devletin bütçesinden pay almasını, dede ve babalara, analara kamu hizmeti yaptıkları için de kadro verilmesi de haklı beklentiler arasında.
Kim ne derse desin 2017 yılını yaşadığımız bu kritik günlerde tek valisi, genel müdürü, müsteşarı olmayan Aleviler dışlanıyor. 1980’li yılların mağduru sol ve sağ gençlikti. 1990’ların mağduru Kürtlerdi. 1990’lı yıllar ile 2000’li yılların mağduru da türban takan gençlerdi. 2017’nin mağduru ve ezileni Alevilerdir.
Bu ezilmişliğe karşılık Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bağlı olduğu çoğu Horasan üzerinden gelen Türk Soylu Kureyşan Ocağı Temsilcisi İsmail Aydınlı’nın da önceki günkü toplantıda çok güzel ifade ettiği gibi, ‘Aleviler organize olarak hiçbir şiddet ve terör eylemine kalkışmadığı gibi aklın ve bilimin yolunda, izinde yürüdüler’. Eşref dede de Hünkâr Hacıbektaş-ı Veli Hazretlerinin, ‘İlmin yolunda gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ sözlerini hatırlatarak, ‘Bizim taleplerimiz demokratik kurallar içindedir’ dedi.
Aleviler Hazreti Ali’nin ‘iki şey vardır ki sonu bulunmaz; Bilgi ve akıl’ sözlerinin yolundan gidiyor. Barış ve Demokrasi içinde inançlarını öğrenmek, hatta kendinden olanların Alevileri daha yakından tanınmasını istiyor. İnançlarını çocuklarına müstakil eğitim kurumlarında gerekirse İlahiyat Fakülteleri kurarak öğretmek istiyor.
Bunun nesi yanlış?
Tabii ki değil!