Hamburg Üniversitesi Dünya Dinleri Akademisi’nde Alevilik Anabilim Dalı açıldı. Açılış 2012 yılında kentteki İslam cemaatleri temsilcileri ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) ile imzalanan ‘hak eşitliği anlaşması’ kapsamında oldu. Üniversitede dersler 2015 Ekim ayında başlayacak.
Hamburg Üniversitesi Dünya Dinleri Akademisi Alevilik Anabilim Dalı Başkanlığı’na etnolog Dr. Handan Aksünger atandı. Münster Üniversitesi’nde Etnoloji ve Sosyoloji alanında eğitim gören Aksünger uzun yıllardan beri dinlerarası diyalog kapsamında Alevilik üzerine araştırmalar yapıyor.
Hamburg Üniversitesi Eğitim Fakültesi salonunda resmi tören düzenlendi. Aksünger tören öncesi açılan Alevilik kürsüsünün dünyada ilk olmasına dikkat çekerek, gerek teolojik eğitim gerekse Aleviliğin bilim olarak araştırılması bakımından önemli olduğunu söyledi.
Aleviliğin hem sözlü hem yazılı tarihi araştırılacak
Aksünger, “Alevilik hem sözlü tarihiyle hem de yazılı tarihiyle birlikte araştırılacak. Bu yapılırken de teolojik olarak öğretmen adaylarına din dersi verilecek. Aleviler kendilerini nasıl görüyorsa, bilim olarak bu şekilde yola çıkacağız. Aleviliğin çıkış noktası insan merkezli. 4 Kapı 40 makam insanın kamilleşmesi esasına dayanır. Aleviliği aynı zamanda İslam dininin çatısı altında sıkıştırmadan, kendine özgü yaşam biçimi ve inançlarıyla antropolojik olarak araştıracağız. Aleviliğin dinamik olması bir avantaj. Üniversitedeki eğitimimiz sırasında Kur’an da dahil olmak üzere farklı kaynaklardan yararlanacağız. Aleviliğe tek yönlü bakmak istemiyoruz. Aleviliğin sistematik olarak kendine özgü yapısından hareketle disiplinlerarası araştırmaya çalışacağız” dedi.
Toplumsal açıdan kaçınılmaz
Dünya Dinleri Akademisi Dierktörü Prof. Dr. Wolfram Weise, farklı dinleri bir üniversitede okuma imkanının bilimsel açıdan gerekli, toplumsal açıdan da kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Hristiyanlık konusunda bilimsel analizlerin din bilimlerinde olduğunu; Yahudilik, İslam, Budizm, Alevilik ve diğer dinler için de varolmasının bir eşitlik sorunu olduğunu ifade eden Weise, çoğulcu toplumlarda dini çoğulculuğun da gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
Önemli bir köprünün temeli atıldı
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Başkanı Hüseyin Mat, Aleviliğin üniversitelerde bilimsel açıdan araştırılmasının önemli olduğunu ifade ederken, “Bu gelişim dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan Aleviler için de bir örnek teşkil etmektedir. Almanya’daki Aleviler bütün taleplerini elde etmiştir. Aleviliğin sözlü tarihinin yazılı tarihe dönüştürülmesi bakımından da bugün bir köprü oluşturuluyor. Köprünün temeli bugün burada atılmış oldu. Umarım bu gelişme Türkiye’ye de örnek olur” diye konuştu.
Hamburg Üniversitesi Dünya Dinleri Akademisi Direktör Yardımcısı Prof. Dr. Ursula Neumann, çoğulcu toplumlarda dinler ve disiplinlerarası bilimsel eğitimin önemini vurgulayarak, Aleviliğin İslam’ın bir parçası olup olmadığı şeklindeki tartışmalardan ziyade Aleviliğin “çok yönlülük ve çeşitlilik inanç pratiğiyle” değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Neumann ayrıca dinlerarası önyargıların giderilmesi hususunda da Hamburg’da ‘hak eşitliği anlaşmasının’ imzalanmasından dolayı büyük bir mutluluk duyduğunu belirtti.
Almanya Hümanistler Birliği (HVD) Başkanı Otto Wolf yaptığı yazılı açıklamada Hristiyanlık, Yahudilik ve Müslümanlık dinlerinin yanı sıra Aleviliğin de bu toplumun bir parçası olarak değerlendirilmesi açısından bu adımın önem taşıdığını ifade etti. Wolf Aleviliğin hümanist, demokratik değerler sistemini savunan bir öğreti olduğunu belirtti.
İdeolojik yaklaşımlardan kaçınılmalı
Üniversitede Alevilik kürsüsünün resmi açılışında bulunan İslam Şurası Başkanı Dr. Mustafa Yoldaş, Aleviliğin ilim olarak ele alınması açısından bugünkü gelişmeyi pozitif bulduğunu söylerken, ideolojik yaklaşımlardan kaçınılması gerektiğini söyledi.
Yoldaş, “Alevilik üzerindeki sisin kalkması gerekiyor. Aleviler kendilerini nasıl görmek istiyorsa, o pencereden bakmalı. Alevilik ile İslam arasında inançsal farklılıklar yok. Alevilik Türkiye’de de tarihsel olarak araşırılmalı” dedi.
Süryani ve Yahudi cemaati temsilcileri de, uzun zamandan beri verilen mücadele sonucunda Hamburg’da imzalanan devlet anlaşmasının bütün dinler açısından büyük bir kazanım olduğunu belirtti.
Almanya’da yaklaşık 800 bin Alevi kökenli vatandaş yaşıyor. Alevilerin Türkiye’de ise 15 milyon ile 20 milyon arasında olduğu belirtilirken, Alevilik resmi olarak tanınmıyor