Tunceli‘nin Ovacık ilçesinde 1928 yılında dünyaya gelen Aşık Yusuf Kemter‘in babası Süleyman Bey ve annesi Gülsüm Hanım hayatlarını çiftçilik yaparak sürdüren tipik bir Anadolu köylüleridir.
1938 yılında Dersim olayları neticesinde Aşık Yusuf Kemter‘in köyü Balıkesir‘e taşındı.
Aşık Yusuf Kemter Dede 8 yaşındayken geçirdiği bir rahatsılık sonucu gözlerini kaybetmiş ve hayatının gere kalan kısmını böyle sürdürmüştür.
Balıkesir‘de 9 yıl kaldıktan sonra 1947 yılında, 17 yaşındayken babası ailesiyle birlikte Erzincan‘a göç etmiştir.
Hayatı boyunca iki kere evlenen Aşık Kemter‘in ilk eşinden bir erkek bir kız bulunmaktadır. İlk eşinin ölümünden beş sene sonra evlendiği ikinci eşinden ise iki erkek üç kız olmak üzere toplam üç oğlu ve dört kızı vardır.
Aşık Kemter’in gençlik yıllarında çok beğenilen bir sese sahipti ve dinleyenlerin ruhlarına dokunup unutulmaz bir iz bırakıyordu. Sesini iyi kullanan aşığımızın iki farklı ses tonu vardı birisi Davudi tokluğunda gür bir ses, ötekisi ise tiz bri sesti. 1965 yılında geçirdiği bir rahatsızlık sonucu Aşık Kemter bu ses özelliklerinden birini kaybetmiştir.
1948 yılında, daha yirmi yaşında bir gençken Aşık Kemter Erzincan‘da gördüğü bir rüyadan sonra aşk yoluna düştü. Anlatılana göre aşık rüyasında bir saraya girer. Sarayın kapılarından duvarlarına kadar her şeyi yeşil renktedir. Bir pencere aralığından kendisine yeşil bir tepside, yine yeşil renkte olan fincanlar eşliğinde bembeyaz bir süt ikram edilir. Sütü yüzünde yeşil örtü bulunan birisinin elinden alır ve içmeden önce kendisine başını yukarı kaldırarak içmesi yönünde bir uyarı gelir. Yusuf Kemter fincanı eline alır ve sütü, kendisine söylendiği doğrultuda içmek için ağzına götürür ki, süt daha dudaklarına değmeden, ‘Allah’diye bağırarak uyanır. Rüyadan uyandığındaki ilk nutku şöyle olur;
Âlem-i mânâyı seyrân eyledim Al yeşil giyinmiş bir güzel gördüm Cihânı bezetmiş kendi nuruna Beni mecnün eden bir güzel gördüm
Aşık Kemter Dede gençlik yıllarından itibaren tanıdığı Seyit Hacı’nın müridi olur.
Seyit Hacı müridi Aşık Kemter‘e “Özüne, sözüne, gözüne, eline, diline, beline, işine, aşına, eşine sahip ol” diye öğütte bulunur. Aşık Kemter hayatı boyunca mürşidinin bu sözlerini aklından çıkarmaz ve bu sözlerine layık bir hayat sürmeye özen gösterir. Şeyhi için bir nutuk da söyler:
Yücelerden yüce senin mekânın Süzülüp de akıyor zemzem pınarın Dost sana bağlıdır ahd ü peymânım Yaramın tabibi pirim Seyit Hacı
Artık nutku açılan ve aşk ateşini göğsünde büyüten Aşık Kemter‘e Erzincan dar gelmeye başlamıştır ve yanında babası Türkiye‘nin dört bir yanını dolaşmıştır
Bu dünya bâkidir insanlar fâni Gidenler görünür gelenler hani İnsan-ı kâmil ol da kendini tanı Kâmil ol gönül kâmile yaklaş Bu dünya yalandır sakın aldanma Nefsine kul olup nârına yanma Her yüze güleni dost sanma Kâmil ol gönül kâmile yaklaş Cahil pazarına metaını açma Lâl u gevher inci mercanı satma Arif ol helaline haramı katma Kâmil ol gönül kâmile yaklaş Kuş dilini bilen Süleyman hani Nefsini dost eyle kendini tanı Aldananlar yok olmuştur canı Kâmil ol gönül kâmile yaklaş Kemter Yusuf rahat kalmadı cihanda Bâki kim kaldı iki kapılı bu handa İkrarına fark eyle çıkma irfanda Kâmil ol gönül kâmile yaklaş
Aşık Kemter Dede‘nin son durağı Erzincan olmuştur. Şehrin merkezine yakın bir mahallede tek katlı mütevazı evinde yaşamını tamamlayan Dede kendisini ziyarete gelen dostları ile buluştuğunda coşup çağlayan bir ırmak gibidir. “Bu yol kıldan ince kılıçtan keskin bir yoldur. Bu yol sürenindir. Hüseyin’in evladı olmak lazım, döl evladı değil, yol evladı olmak Hakk’tır” diye konuşurdu.
Bu bezm-i vahdete cevlan edenler Vücudun behrini bilenler gelsin Mürşidin nutkunda doğup can olan Dört hurüf aslını bilenler gelsin Dört hurüf ile yedi hat ne oldu Ba-i bismillahın remzini sordum Vücut aynasında hangi harf okundu Ayın’ın sırrını bilenler gelsin Ayın sin cim deryasına dalan Elif lam mim okuyup noktada duran Okutup Cebrail'i dersini soran Cebrail'in mürşidin bilenler gelsin Yedi esma ile kainat bir oldu Özü cavidan ledünden sordu Yüz yirmi dört ilmi kim okudu Bu mana-yı hikmete erenler gelsin Kemter Yusuf metheder öz ile dilde Yedi deryanın aslı o güzel elde Muhammed Ali'nin kokusu bir gülde O gülün aslını bilenler gelsin
Aşık Kemter Yusuf Dede, dolu dolu yaşadığı hayatını 3 Ekim 2015 Tarihinde Erzincan‘daki evinde Hakka Yürümüştür.