Sık sık Erzurumlu Emrah’la karıştırılan halk ozan Ercişli Emrah 17.y.y. ilk yarısında yaşadığı tahmin edilmektedir. Erzurum’a bağlı Erciş’in Egans köyünde doğmuş ve babası Erciş Kalesinin başbuğu Miroğlu’nun sazcısı Aşık Ahmet’tir.
Genç yaşta Miroğlu’nun kızı Selvihan’a aşık olan Aşık Ercişli Emrah, sevgilisinin peşinden İran ve Azerbaycan’ın batı kesimlerini gezmiş, gördüklerini duru bir Türkçe ile anlatmıştır.
Erciş Kale Beyi Miroğlu Ahmet’in kızı Selvihan’a genç yaşta gönlünü vermiş ve “Emrah” mahlaslı şiirlerini yazmaya başlamıştır. Ercişli Emrah’ın gençlik dönemi, Osmanlı’yla İran ve Azerbaycan’da hüküm süren Safevi Türkmen devletinin bitmek bilmeyen savaşlarının devam ettiği yıllardır. İki Türk devleti arasında bir asırdan beri devam eden savaşlar Erciş, Van ve Doğu ile Güneydoğu Anadolu’yu harap etmiş ve bölgenin yerli halkı Türkmenlerin dağılmasına sebebiyet vermiştir
Seherde uğradım ben bir güzele Dedim sarhoş musun söyledi yoh yoh Ağ elleri boğum boğum kınalı Dedim bayram mıdır söyledi yoh yoh Dedim ala nedin dedi gözümdür Dedim şeker nedir dedi sözümdür Dedim alma nedir dedi (y)üzümdür Dedim öpeyim mi söyledi yoh yoh Dedim İnci nedir dedi dişimdir Dedim kalem nedir dedi kaşımdır Dedim onbeş nedir dedi yaşımdır Dedim daha var mı söyledi yoh yoh Dedim ölüm nedir dedi aynımda Dedim zulum nedir dedi boynumda Dedim turunç nedİr dedi koynumda Dedim ver ağzıma söyledi yoh yoh Dedim sırma nedir dedi telimdir Dedim İnce nedir dedi belimdir Dedim Emrah nedir dedi kulumdur Dedim satar mısan söyledi yoh yoh
Emrah ile Selvihan hikayeleri Doğu ve Güney Anadolu’da birbirinden farklı beş ağızda söylenmektedir.
Ercişli Emrah’ın günümüze ulaşmış bir kitabı bulunmamaktadır. Eserleri Cönkler ile halk arasında halen söylenenlerin bir araya gelmesi sonucu toplamda 150 şiirden oluşan “Ercişli Emrah Şiirleri” adlı yayınla edebiyat severlere sunulmuştur.