Bugün Pazar-ı Aşktır Sözleri
Erdal Erzincan yorumu ile “Bugün Pazar-ı Aşktır”
Bugün pazar-ı aşktır muhtaç olan candan geçer
Aşığı sadık olanlar lebbi gülabdan geçer
Düşmüşüm cem hanesine ben ağlarım zar-ı zar
Aşka düşen merdaneler hırkayla tacdan geçerBir imrahi görse eğer ol sinemin dağını
Ötüşür şeyda bülbüller görse hüsnün bağını
Yüz yaşında ruhban görse gerdanının ağını
İncili suya bırakır vaz gelir hacdan geçerŞahinin salsa pençesin aniden kaftan kapar
Dilber abitlik eyleme zahitler yoldan sapar
Tutmuşam müjgan okuna garip sinemi siper
Temrahın kahrı zehirdir yedi kat sacdan geçerBen Emrahım methederim yedi dillerde seni
Aşık Ercişli Emrah
Yedi iklim car köşede gurbet ellerde seni
Hacılar hacca giderken çölde görseler seni
Hayran olur mat kalırlar vaz gelir hacdan geçer
17’inci Yüzyıl şair ve ozanlarından olan Ercişli Emrah bu şiirinde On İkinci İmamımız olan İmam Mehdi’den bahsetmektedir.
İmam Mehdi hayattadır ve yeryüzünü adaletle doldurmak için gelecektir. İmam Mehdi’nin gelişine kadar ise gerçek bekleyenler ve kalpten ona teslim olanlar O’na layık yaşamak istemektedirler.
Ozanımız İlk başta İmam Mehdi’ye karşı kalbindeki sadık aşka işaret etmekte ve böyle bir aşkın bütün ma sevadan geçmeyi gerektirdiğine vurgu yapmaktadır. Ma sevanın tefsirinde ise, hırka ile dini ve manevi anlamdaki sanılan değerlere işaret etmekle birlikte taç ile de dünyevi anlamdaki bütün değerlerin onun karşısında hiçbir değer ifade etmediğine vurgu yapmaktadır.
Bilinmeyen Kelimeler Üzerine
Eserde yer alan günümüzde kullanılmayan bazı kelimeler ve ne anlatmak istediğine dair notlar
Bu dünya bir aşk pazarıdır. Bugün ihtiyacı olanlar aşk için candan geçmeyi bilmelidirler.
Gerçek manada aşık olanlar gül şerbetinden tat almazlar, bu tatlar dünyevi ve bedenle alınan tattır.
Cem hane yani cem evi Hakka doğru yürüyen âşıkların duraklarından biridir. Orada insan kendi iç yolculuğuna çıkar. Kendi seyir âleminde Hakkı halkta ve Hakkı kendinde bulmaya çalışır. Orada aşka gelen yiğitler hırkadan ve taçtan yani dinsel makamdan geçerler.
Aşka sadık olanların gözünde dinsel bir makam ve dünyasal bir kaygı bulunmamaktadır.
Bir bilgin görse eğer sinemin yangınını derken aşkın kavurucu gücünden bahsetmektedir.
Aynı dertle dertlenen Şeydalar yani aşıklar güzelliğin doğduğu yeri görseler, yani bülbüller gerçek güllerin bağını görseler daha çok ötüşür ve aşk nameleri söylerler benzetmesiyle aşk pazarında olanların daha çok aşkla yoğrulacağını ve aşk sözünü söyleyeceklerini dile getirmektedir.
Bu yüzden onu tanıyan kim olursa olsun ister Müslüman ister gayri Müslüman her kes maddi ve manevi neyi varsa hangi değere sahip olursa olsun hepsinden vaz geçerek sadece o hazrete bağlanır ve ondan gayri bir değer tanımaz.
İşte yüz yaşında bir Hıristiyan büyüğünün onu tanıdıktan sonra İncil ve haçı suya bırakması ve onun peşine takılması dikkat çekicidir.
Bu tabir ile bu yolun kolay bir yol olmadığını ve bu yola girmek isteyenlerin çilelere de hazır
olmaları gerektiğine işaret etmektedir.
Yedi iklim car köşede gurbet ellerde seni
Aşık her nereye varısa varsın dilinde o imam’ın adı vasıfları vardır. Ve onun üstün vasıflarını anlatır.
Hayran olur mat kalırlar vaz gelir hacdan geçer
Hac yapmak üzere Kâbe’ye giden Müslümanın ise onu görünce hac yapmaktan vaz geçip onun peşine düşmesi bütün değerlerin zamanın imamı olan Hz. Mehdi karşısında bir değer ifade etmediği ve onun kendisinin bütün değerlerin kaynağı ve sebebi olduğu anlamını ifade etmektir.