Hiç Alevi personelin Var Mı Mehmet Görmez?

Sn. Mehmet Görmez

‘Hak’ denilen kavramı bilir misin? Hak, hukuk, adalet, helal, haram, eşitlik, insan…

Din işlerinin (ne demekse) başındasın ya, o nedenle soruyorum; siyaset yapıyor musun; kurumu ve Din-i İslam’ı siyasete alet ediyor musun?

Ülkemizde, kamuda, Diyanet’te hırsızlık var mı, kamu malını çalan kamu çalışanı var mı? Özel sohbetlerinde ve kamuya yönelik genel konuşmalarında, özellikle de son zamanlarda “hırsızlık kötüdür, hırsızlar dünyanın en aşağılık mahlûklarıdır” dediğini, bunu hutbe olarak önerdiğini, camilerde okunduğunu anımsıyor musun?

İslam dini hırsızlığı, yalanı, yasaklar mı; hırsızlarla aran nasıldır; sempatin var mı? Yalan söyler misin? “Ben hırsıza hırsız demem, hırsız benim olmayınca” der misin?”

Hani “beni ve Diyanet’i eleştirenlerin ilkokul seviyesinde bile dini bilgileri olsa yanmayacağım” diyorsun ya… Şimdi ben soruyorum; kişinin vicdanı yoksa gırtlağına kadar harama batmışsa, çoluk-çocuğu, vergi verenlerden bir bölümünün ‘haram ettiği’ devlet bütçesinden doyuyorlarsa dini bilgi ne işe yarıyor; haramlar helale, yalanlar doğruya mı dönüşüyor? Altını çizmek adına tekrar soruyorum; dini bilgi, kişiyi haramdan, hırsızlıktan, vicdansızlıktan, ahlaksızlıktan, bölücülükten, mezhepçilikten, hak ve adaletten uzak tutmuyorsa ne işe yarar Sn. Görmez? Siyaset simsarlığına mı, din tacirliğine mi, sömürüye mi, emperyalizm uşaklığına mı?

Sn. Görmez;

Türkiye’de adalet işliyor mu, yargı bağımsız mı, parlamento işliyor mu, yürütme ve basın özgür mü, bu erkler düne göre bugün daha mı iyi, değilse itiraz ettin mi, “yanlıştır” dedin mi, demedinse neden? Türkiye diktatörlükle mi yönetiliyor; bir fikrin var mı? Suriye meselesine ne diyorsun? Durup dururken bu ülke neden karıştı, Esad diktatör mü; Türkiye’de diktatör var mı; tüm diktatörler mi kötü-zalim; yoksa sadece Esad mı?

“Devlet cami yapmaz; biz Alevi-Sünni ayrımı yapmayız, dini ihtisası olan varsa O kişiyi istihdam ederiz, mezhebine bakmayız” derken vicdanın seni dürtmüyor mu, sözgelimi böyle bişey vukubulduğunda, “yalan söylüyorsun, yalan söylüyorsun” diyerek rahatsız etmiyor mu? Örneğin ben yalan söylediğimde vicdanım dönüp; “yalancııı, sahtekaaar” diyerek yüzüme tükürüyor. Senin vicdanın neyliyor, rahatsız olmuyor mu; yoksa biz farklı vicdanlara mı sahibiz?

Olmadığını biliyor ve ibreti âlem için tekrar soruyorum; yüzbinlerce kadrosu olan, milyarlarca bütçesi olan, kamudan beslenen kurumun başındasın. Hiç Muhasebe, yönetici, personelden-tesislerden vb sorumlu bir tane de olsa Alevi personelin var mı? Onu da geçtim; hiç Alevi kökenli odacın var mı?

Yoksa bu nasıl vicdan, nasıl din bilgisi, nasıl insanlık?

Bir kurumun başkanı ve bir yurttaşım: Bu haklarımdan aldığım yetkiyle soruyorum; bir “kamu kurumu” (ki, bana göre kamuya ve Hakk’a hizmet etmiyor) yöneticisiysen, yediğin ekmekte, kullandığın bütçede hakkım varsa (ki, çok) beni yanıtlamak zorundasın…
Bekliyorum.


 

Murtaza DEMİR – Odatv.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir