İnsan hayatı boyunca ibadeti esnasında Allah ile arasında hiç bir şey olmamalıdır, yani kul Allaha ibadet halindeyken gönlünde Allah’dan başka hiçbir şey bulundurmamalıdır. Eğer bir insan, ibadet ederken, ikiliği ortadan kaldırıp, birliği sağlayabilirse, “vahdet-i vücut” mertebesine erişir ve böylece kendi özüne dönmüş olur ki, bu insanın Hakk ile Hakk olması demektir.
Bu mertebe Kemal mertebesidir, bu mertebeye erişen bir kimse, kemal sahibi sayılır.
Böyle bir kimse, ikiliği ortadan kaldırıp, “HÜÜ!” sözünü dile getirse, kendisi HÜÜ!” olur ve o kimse, HÜÜ! Dediği vakit, Allah o kulun dilinden açığa çıkar.
Çünkü o anda kulun dilinden söylenen söz, Allah’tır ve Hüü kelimesinin sırrı da budur.
Kemal sahibi ne zaman Huu dese, kendi varlığını tamamen yok eder ve “ölmeden evvel ölünüz” hadisi gereğince, içte ve dışta kendi benliğinden hiçbir şey kalmaz ve kendisini tamamen “Huu!” deryasının içinde bulur. Bir damladan ibaret bulunan vücudunu, bu aşk deryasında yok eder ve böylece kendisinden hiçbir eser kalmaz.
Hüü! Deryası, aslında vahdet deryası, aşk deryası, mutlak vücut deryası ve nur deryasıdır.
Yani HÜ Demek, bundan sonra ben YOKUM, Allah var demekmidir.
Hü demine.demine yani sözlerin gerçektir
Huu sümer tanrılarından enlil in diğer adıdır. Hani ENEL-HAK vay ya o da enlil-hak tır. 🙂
Hü gerçeğe.!Yeşil kandilden gelenler demine.