Asıl adı bilinmiyor, Koyun Baba’nın.
İran’ın Horasan şehrinden bir Alevi ulusu.
Hazreti Ali soyundan.
Rivayet o ki…
Kerbela’dan Anadolu’ya yürürken, 24 saatte 1 koyun gibi melediği için Koyun Baba adı verildi. İnegöl’de çobanlık yaptığı günlerde rüyasına Hazreti Ali girdi. Allah’ın aslanının emriyle Çorum’un Osmancık ilçesinde göçtü. Arafat Tepe’de sakız ağacının altına yerleşti. Koyun Baba, 1468’de vefat edince mezarı türbeye dönüştü. Bitişiğindeki konut, Koyun Baba’dan bu yana aşevi olarak kullanılıyordu. Karadeniz Alevileri onyıllardır kurban kesip cem yapıyordu.
Alevilere vermemek için
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi, türbe ve aşevinin kendilerine devri için 2013, 2014 ve 2015 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne (VGM) ve Çorum Valiliği’ne defalarca başvuru yaptı. Sunulan dilekçelerde, “Halkımızın inanç ve ibadetlerinin yerine getirilmesi için ortamı sağlamak, korumak, bakım ve temizliğini yapmak” gerekçesi gösterildi.
En son 18 Haziran 2015’te Çorum Valiliği’ne gidildi.
Valilik 2017 yılında yanıt verdi.
İki yıllık suskunluğun nedeni o gün anlaşıldı.
Çünkü valilik Alevilere yar etmemek için aş evi binasını mescide çevirmiş, başına bir imam atamıştı.
Süreç şöyle gelişti:
Koyunbaba Mahallesi Muhtarı Bahri Eke, müftülüğe başvurarak “Türbenin yanındaki yapının Ramazan nedeniyle ibadete geçirilmesi için din görevlisi görevlendirilmesini” istedi. Türbe 25 Kasım 2014’te müftülüğe devredildi. İlçede birden çok Koyunbaba Camisi bulunduğundan yapıya Koyunbaba Türbesi Camisi adı verildi.
Valilik yanıtında, Alevilerle alay edercesine “Artık yapılacak bir şey yok” dedi.
Bir cemevi bile yok
Aleviler yürütmenin durdurulması için Çorum İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Dava dilekçesine göre 6 bin Alevinin yaşadığı Osmancık’ta 26’ya yakın cami, onlarca mescit ve Kuran kursu bulunurken, tek bir cemevi yoktu.
Şöyle denildi:
“Sırf inkar politikası gereği bu alan mescide dönüştürülmüştür. Osmancık’ta Alevilerin Koyunbaba Türbesi dışında inançlarını yerine getirebileceği bir yer yoktur. Bu yer Çorum, Tokat, Amasya ve Samsun’daki 200 bin Alevi’nin tarihsel ve inançsal merkezidir.”
Alevilik bir görüşmüş
Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan savunmada ise aş evinin uzun yıllardır mescit olarak kullanıldığı ileri sürülerek, “Koyun Baba belli bir mezhebe veya meşrebe değil, millete mal olmuş bir zattır” denildi.
Hacı Bektaşi Veli Kültür Vakfı’nın “Alevi-Bektaşi diye tabir edilen cemaatin görüşlerini dillendirdiği” ifade edildi. Diyanet’e göre bu istek, milletçe dayanışma ve bütünleşme ilkelerine uygun değildi.
Koyun Baba, AYM’ye gidiyor
Çorum İdare Mahkemesi, 31 Mart 2016’da talebi reddetti. Bu karara göre türbenin mülkiyeti ile taşınmazların tahsisi ve kullanımına ilişkin yetki VGM’ye aitti.
Aleviler Danıştay’da itiraz etti.
Danıştay 10. Dairesi, itirazı incelenmeksizin geri çevirdi.
Bu yıl 11 Mart’ta karar düzeltme talebi reddedildi.
Aleviler Anayasa Mahkemesi’ne gitmeye hazırlanıyor.
Alevi dedesi Nurettin Aksoy, ibadet edip kurban kestikleri aş evine sokulmadıklarını vurguluyor. Aksoy, “Türbe herkese açık olsun. Alevi de Sunni de ziyaret etsin. Ancak cemevimiz geri verilsin” diyor.
İskilipli Atıf anılırken…
Ayasofya, geçen yıl Atatürk’e beddua edile edile cami olarak hizmete açılırken, vakıf senedi gerekçesi gösterilmişti. Ayasofya’nın ancak cami olarak kullanılabileceği savunulmuştu.
Fakat sıra Alevilere gelince, ne Koyun Baba’nın bir Alevi ulusu olduğu hatırlanıyor, ne de türbede onyıllardır cem yapıldığı…
Osmancık’ta bir cemevine tahammül edilemiyor.
Sonra da gelsin “Alevi-Sunni kardeştir” nutukları… “Bir türbeyi Alevilere çok gören Çorum Valiliği, 1925 yılında İstiklal Mahkemesi’nde asılan İskilipli Atıf’ın anısına ‘İlmi ve İçtimai Yönleriyle İskilipli Mehmet Atıf Efendi” başlıklı konferans düzenleyebiliyor. İskilipli Atıf’ın külliyeye dönüştürülen mezarı, her ölüm yıldönümünde ziyaret edilebiliyor.
İskilipli Atıf’ın mezarında Cumhuriyet’e ruhuna rahmet okunurken…
Aleviler öz yurtlarında inanç ayrımcılığına uğruyor.
Samimiyet sınavı
Türkiye, laik bir devlet olacaksa, milyonlarca Alevi yurttaşın inancını resmen tanımalı, cemevlerini ibadethane olarak kabul etmeli ve zorunlu din dersini sonlandırmalı. Milyonlarca yurttaşın inanç ve ibadetini ‘kültürel faaliyet’ diye yok sayıp inkar etmenin sonu, din devletine dönüşmektir. Devlet, mezhep temelli bir ayrılıkçılığı kendi eliyle kışkırtıp büyütüyor.
Bu bir samimiyet sınavı…
Koyun Baba’yı asıl sahibine vererek başlamalıdır, laik devlet.
Kaynak / Sözcü