Maraş’ta Yapılmak İstenen Kampa Tepkiler Büyüyor

Maraş Sivricehüyük Mahallesi’nde köylülerin mera alanının, mültecilerin kalması amacıyla AFAD Kampı için tahsis edilmesine karşı vatandaşların tepkisi sürüyor ancak yetkililerden hâlâ ses yok. Yoğun olarak Alevilerin yaşadığı bölgede tarım ve hayvancılıkla geçinen köylülerin merasına kurulmak istenen kampın inşaatı tüm itirazlara rağmen 3 haftadır devam ediyor. Bugün Pazarcık, Narlı ve Maraş esnafı kepenk kapatacak. Alevi ve Sünni köylerinden 25 kişilik bir muhtar heyeti de ortak açıklama yapacak.
Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgedeki vatandaşlar, “AKP iktidarının bölge için türlü hesapları olduğu”na inanıyor ve geçtiğimiz günlerde basında yer alan “Sivas Divriği ve Zara’da da aynı kamptan yapılacağı” haberleriyle de şüphelerinin pekiştiğini ifade ediyor. “Alevi nüfusu dağıtmaya dönük siyasi hesaplar”, “3. Organize Sanayi Bölgesi için Suriyelilerin ucuz iş gücü olarak oraya yerleştirilmesi” ve daha önce bazı AFAD kampları için iddia edildiği gibi “IŞİD çetelerinin barınması, militan devşirmesi için olanak sağlama” en çok dile gelen iddialar arasında.
Sivricehüyük’teki direniş çadırını mücadelenin merkezi haline getiren Maraş Yaşam Platformundaki kadınlarla konuştuk. Hemen hepsinin çocukları yurt dışında ve kendileri de tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Kadınlar hep birlikte anlatıyorlar buraya verdikleri önemi: “Tek mera alanımız oraydı. Bizim hayvanlarımız otlasın. Bizim geçimimiz hayvanlar üzerinedir. Bak şimdi çalışma başladı, her yeri çevirdiler. 20 gündür hayvanlarımız içeride bağlı. Biz o bölgede kendi çocuklarımıza ev yapmaya bile kıymıyorken, geldiler böyle bize sormadan kondular.”

AKP Politikalarına Güvenimiz Yok

Bölge halkının başlıca endişelerinden biri de, bölgeye tüm ovada yaşayan Alevi nüfustan daha büyük bir nüfusun getirilecek olması. Bu konuda her fırsatta “Mültecilere karşı değiliz” demek zorunda kalan bölge halkı, güvensizliklerinin AKP politikalarına olduğunu söylüyorlar. AKP’nin “Suriye politikalarında da açığa çıkan plan ve projelerine” güvenmediklerini belirten Sivricehüyük sakinleri, mültecilerin de AKP’nin siyasi hesapları için kullanıldığını düşünüyor. Kürt-Alevi nüfusun dağıtılmaya çalışıldığını düşünenler olduğu gibi direkt “IŞİD ve benzer çetelerin bu kampta barındırılacağı” endişesini taşıyan sayısı da oldukça fazla.

Toplama Kampı Gibi

Köy merası olarak kullanılırken kamp alanı için belirlenen 374 dönümlük arazinin, geleceği belirtilen 25 binin üzerindeki mülteci için de uygun olmayacağı belirtiliyor. Bu konudaki iddiaları, kendisi de 78 katliamından sonra yurt dışına çıkmak zorunda kalmış Hasan Kabayel’den dinledik. Kabayel de buradaki direnişe destek vermek için gelenlerden ve günlerdir nöbet alanında kalıyor.
Kabayel, kendilerinin de başka bir ülkede “ilticacı” olduğunun altına çizerek, mülteciliğin ne kadar zor bir mesele olduğunu anlatıyor. Sivricehüyük’te yapılacağı söylenen kampın insani olmadığını belirten Kabayel, Almanya’da yaşıyor ve kampa dair itirazlarını şu sözlerle anlatıyor: “Bakın bizim oralarda en büyük kamplar bile en fazla 500 kişiliktir. Çünkü insani koşullarını sağlamak gerek her şeyden önce. Okul lazım, sağlık ocağı lazım, çocuklara park alanı lazım, yeşil alan lazım… İnsanlar sığındı diye insan gibi yaşamayacak mı? Burada neredeyse metrekare başına 10 kişi düşüyor. Bu nasıl insanlık?”
“Toplama kampı gibi insanları buraya toplayacaklar, ondan sonra da hem tüm bölgede yaşayanlar hem de gelenler büyük sorunlar yaşayacak” diyen Kabayel, sığınmacıların insani koşullarda yaşamaları, çalışma hayatına eşit katılımları konusunda da hep birlikte mücadele etmeleri gerektiğini söylüyor fakat “Buradaki kampta amacın bu olmadığı belli” diyor.

Yangından Mal mı Kaçırıyorsunuz ?

Maraş Sivricehüyük Mahallesi’ndeki köylüler mera alanlarının usulsüz bir şekilde ellerinden alındığını söyleyerek bir yandan da hukuki mücadele sürdürüyor. Köylülerin merasında yaşanan ilk usulsüzlük, söz konusu alanın, mera vasfından çıkarılması aşamasında yaşandı. Platform avukatlarının hazırladığı raporda ihaleye dair şu ifadeler var: “Konuyla ilgili ihale, 29.02.2016 tarihinde oldubittiye getirilmiş, sözleşme 17.03.2016 tarihinde imzalanmışken, arazinin 18.03.2016 tarihinde mera vasfından çıkarıldığı görülmektedir. Oysa araziyi mera vasfından çıkarmadan ihale yapılması mümkün değildir. Araziyle ilgili ÇED raporu da alınmamıştır. Kamp yapılması planlanan arazi köy merası iken, alanın çevresi sulu tarım yapılan birinci sınıf tarım arazileridir.”
Bölge halkının en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Köylüler, “Mera alanlarının gasbedilip, tarım arazilerinin yok edileceği” endişesini taşıyorlar. Özellikle “Tekstil İhtisas Alanı” diye tanıtımları yapılan ve Maraşlı patronların büyük bir iştahla bekledikleri 3. Organize Sanayi Bölgesi planı da bölgenin tamamını tehdit eden bir sanayi projesi. Birkaç yıl önce yine tüm bölge halkının karşı olmasına rağmen, Narlı Ovası’nda kurulan devasa iki çimento fabrikası ve ardından direnişle engellenen çöp tesisi projesi de 2007’den beri bu bölgenin hem siyasi iktidar hem de yerli ve yabancı sermayenin hedefinde olduğunun işaretleriydi.


Fatma KESKİNTİMUR | Evrensel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir