Alevi-Bektaşilerin ruh hallerini, yönelimlerini, beklentilerini yakından bilen biri olarak, boğazlaşma hazırlığı yapan, etekleri zil çalan çevrelere, emperyalizme, onların uşaklarına, özellikle de iktidar çevrelerine şunu kesinlikle söyleyebilirim; demokrasiye olan inancımızla ve Alevi-Sünni kardeşliğimizle, bu oyununuzu bozacağız…
Hak ve hukukumuz gözetilmese de, ötekileştirilip ayrımcılığa tabi tutulsak da, inancımız-ibadethanemiz tanınmasa da, çocuklarımıza zorla ve zulüm altında din dersi verilse de bunların geçici olduğunu, bir gün bu devranın döneceğini tarihin kılavuzluğundan biliyoruz. Bildiğimiz en önemli gerçek ise bu ülkenin sahibi olmamız ve bu milletin sağduyusuna olan güvenimizdir.
Hiç kimse komplo teorilerine inanıp şiddet adına sokağa çıkacağımızı, mezhep boğazlaşmasının bir tarafı olacağımız beklemesin, korkmasın. Kimsenin inancıyla, mabediyle, yaşam tarzıyla derdimiz yoktur.
[hr_invisible][hr_invisible]
Kurulun Mezhep Tuzağına Düşmeyeceğiz
İktidar, bu kutuplaştırma siyasetinden, kimi aidiyetleri devlet olanaklarından, işinden aşından mahrum ederek, birbirine düşmanlaştırarak buradan bir diktatörlük çıkarmak siyasetinden, hayallerinden vazgeçsin. Bilinsin ki, bu tuzağı Maraş, Çorum, Sivas, Gazi ve Gezi’de gördük. Kurulan mezhep tuzağına düşmeyeceğiz!
Ne aptalız, ne embesil! Yanı başımızdaki Suriye ve Irak’ta olan-biteni gördük, ders aldık!
Peki, ama İktidar sahipleri, kutuplaştırma siyasetinden vazgeçer mi?
Ülkesiyle milletiyle büyük bir tehdit altındayız. Ülke, Cumhuriyet dönemi itibarıyla ilk kez bu denli derin bir kriz yaşıyor! Ancak iktidar bu gerçeği görmezden geliyor. Bu nedenle vehameti gördüğü halde çıkarları adına sessiz kalanlardan ve Bahçeliğillerden umut yoktur. Ancak biz bu filmin sonunu, milletvekili transferleriyle hükümetler kurulduğunu geçmişten biliyoruz. Tarih, satılanları, tükürdüğünü yalayanları kaydediyor… Dolaysıyla Türkiye, pahasını bulup gidenlerin himmetiyle değil, yurtseverlerin mücadeleleriyle ayaktadır.
Unutulmasın ve gözden kaçırılmasın; Türkiye bu maceracılardan, yurt sevdası olmayanlardan, paragözlerden ibaret değildir, bunlar küçük bir azınlıktır! Çıkarları bozulduğu anda kaçacak adamlardır. Mesele prangaları kırmak, duruma el koymak, ülkemize olan yükümlülüğümüze sahip çıkmaktır. Ülkemizin birikimi, demokrasiye olan inancı, yurtseverliği ve ortak aklıyla bu tehdidi de bertaraf edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın…
Ülkemizin demokrasi deneyimini, Alevi-Sünni kardeşliğini, aydın-entelektüel birikimini, akademyayı hafife almamalı, göz ardı etmemeliyiz. Herkes konuştu, eteğindeki taşları döktü ama ülkenin aydın-entelektüel birikimi sokağa çıkmadı, henüz sözünü söylemedi…
İşte bu gücümüzü, bu farkındalığımızı açığa çıkaracağız ve aklımıza başvuracağız; aydın-entelektüel birikimimizle, Alevi-Sünni kardeşliğini düşmanlığa dönüştürmek isteyenlere gerekli dersi vereceğiz…
Türkiye’nin herhangi bir Ortadoğu ülkesi olmadığını hep birlikte anlatacağız. Düşmanlığı değil, kardeşliği tahkim edeceğiz…
Diyelim ki, iktidar sahipleri olan bitenden ders çıkarmıyor, aklını başına almıyor, ortak refleksimize kulak asmıyor. Hem hak-hukuk tanımıyor, hem de demokrasi-eşitlik, adalet isteyenleri suçlamaya devam ediyor… Hatta hatta elindeki kamu gücünü sopa gibi kullanarak daha çok baskılıyor, şiddete yöneliyor, zindanlara tıkıyor. 12 Eylüllere, 12 Martlara taş çıkartırcasına işkenceye, eziyete yöneliyor!
Sivil, organize, paramiliter güçleri üzerimize salıyor!
İktidarının, çıkarlarının, sultanlık düşlerinin hayal olduğunu gördükçe saldırganlaşıyor!
Bu durumda ne yapacağız?
Çok açık; silaha, şiddete değil, demokrasiye, kardeşliğe, aklımıza ve ortak bekamıza başvuracağız…
Emperyalist akla “eyvallah” etmeyeceğiz, birbirimize sarılacağız, kucaklaşacağız…
Aidiyet tartışmalarını, sivriliklerimizi bir yana bırakacağız… Dilimizi değiştireceğiz, sivriliklerimizi törpüleyeceğiz, kabullerimize saygı duymayı öğreneceğiz…
Türkiye ahalisi rahat olsun, gerilmesin!
Biz varız; Alevi-Sünni kardeşliği var, demokratik birikimimiz var…
Ülkenin üniversiteleri, gençliği, aydın-entelektüel birikimi ve akademyası var…
Türkiye rahat olsun…
Tehdidi, tehlikeyi görsün, olan-biteni sorgulasın yeter!