Araştırmacı – Yazar Özcan Öğüt’ün, Alevi asimilasyonu ile ilgili ilk çalışması Dış Asimilasyon merkezli sünnileşmeyi ele aldığı ve Makbul Alevilik adı altında kavramsallaştırdığı 2018 yılında yayımlanan kitap çalışmasının ardından, son yıllarda ciddi bir tehdit olarak beliren ‘iç asimilasyonu’ konu alan “Alevi İnanç Kırımı” adlı yeni kitabı Nika Yayınevi tarafından basıldı. Kitap, Şiileşmenin panzehiri olarak tanımlanan “Alevi kadınlarına” ithaf edildi.
Alevi İnanç Kırımında, Alevilikte bir iç asimilasyon tuzağı olan şiileşmenin inanç mabetlerinde, sosyal alanlarda ve örgütlenmedeki pratik örnekleriyle beraber, bunun Aleviler üzerindeki sosyo-psikolojik etkilerini derinlemesine irdelenmekte.
Yazarın, bu kitabın ana konusu olan “Alevileri içeriden kuşatan Şiileşmeye karşı bir farkındalık seferberliği” çağrısı yapan yazısı, ilk olarak Ocak 2019’da Pir Haber Ajansında yayınlanmasının akabinde Alevi kamuoyunda ciddi bir yankı bulmasının ardından, bu farkındalığa katkı sunmak adına Şiilerin Alevi asimilasyonu ile ilgili gerçekleştirilen araştırmalarını ve analizlerini konu alan kitap çalışması tamamlandı.
Alevileri içeriden kuşatan Şiileştirmeye karşı farkındalık seferberliği başlatılmalı
Özcan Öğüt
Buna göre yazar ucu dışarıdan olup içeriden kuşatan iç asimilasyonu şu şekilde izah etmektedir; “Aleviler, son zamanlarda kendi içlerindeki ‘kınalı keklikler’ kullanılarak inancı içeriden sinsice kuşatan ciddi bir Şii ablukası altındadır. Bu anlamda Alevi inancının hümanist-aydınlanmacı eksenini tamamen kaydıracak bir minvalde ilerleyen, Aleviliğin inanç kırımı niteliğindeki en can alıcı asimilasyon tehlikesi; ağlarına düşürdükleri inanç hizmeti yürüten bazı kişiler ve İslamcı Alevi kurumları aracılığıyla, dönüşümü direkt Alevilerin inanç mabedinde gerçekleştiren Şii kuşatmasıdır.”
Alevilikte iç asimilasyonun dinamosu olan Şiiliğin geçmişten günümüze etkilerinin irdelendiği bu kitapta; Şia’nın iki farklı dönemde Alevi asimilasyonunda kullandığı çeşitli taktikleri, Şiilerin Cemevlerindeki misyonerlik çalışmaları, geçiş aşamasındaki dolaylı Şiacıların Aleviliği İslamileştirme çabaları, İran ve Irak’ta Şiilerin himayesindeki kutsal mekânlara düzenlenen Kara çarşaflı Şia turizminin asimilasyona sosyo-psikolojik etkisi, bazı mikro milliyetçi gruplar ve kimi sol hareketlere kadar yayılmaları, 90’lı yıllarda “mollalar İran’a” diyen bazı kesimlerin İran yollarını tutması, İran’ın son zamanlardaki stratejik müttefiki Diyanetle olan işbirliğinin yanı sıra, Alevilik ile Şiiliğin benzemezliği ve Alevilikteki mitolojik Ali ile Şiilikteki tarihsel Ali’nin farklılıkları ele alınmaktadır.
Kitapta ne yapılmasının gerektiğinin tartışıldığı sonuç bölümünde ise; Şiileşmenin panzehiri olan Alevi kadınının, yol-erkân hizmetinin yürütülmesinde ve örgütlenmede Alevilikteki yerinin hatırlanması ile birlikte, Şii misyonerlerinin Alevi asimilasyonunda bir zaaf olarak kullandıkları ezberlerin bozulması için Gerçeğe Hü diyen bir toplumsal farkındalık seferberliğinin gerektiği vurgulanmaktadır.
Alevi İnanç Kırımı: Bir Asimilasyon Tuzağı Olarak Şiileşme Ön Sözü
Aleviler, son zamanlarda kendi içlerindeki “kınalı keklikler” kullanılarak inancı içeriden sinsice kuşatan ciddi bir Şii ablukası altındadır. Bu anlamda Aleviliğin inanç kırımı niteliğindeki en can alıcı asimilasyon tehlikesi, Alevi inancının hümanist-aydınlanmacı eksenini tamamen kaydıracak bir minvalde ilerlemektedir. Bu, ağlarına düşürdükleri inanç hizmeti yürüten bazı kişiler ve İslamcı Alevi kurumları aracılığıyla, dönüşümü doğrudan Alevilerin inanç mabedinde gerçekleştiren Şii kuşatmasıdır. Alevilikte bir iç asimilasyonun dinamiği olan Şiiliğin geçmişten günümüze etkilerinin irdelendiği bu kitapta, Şia’nın iki farklı dönemde Alevi asimilasyonunda kullandığı çeşitli taktikler, geçiş aşamasındaki dolaylı Şiacıların Aleviliği İslamileştirme çabaları, Şia’nın Cemevlerindeki misyonerlik çalışmaları, bazı mikro milliyetçi gruplar ve kimi sol hareketlere kadar yayılmaları, son zamanlardaki stratejik müttefik Diyanetle olan işbirliğinin yanı sıra, Alevilik ile Şiiliğin benzemezliği ve Alevilikteki mitolojik Ali ile Şiilikteki tarihsel Ali’nin farklılıkları da ele alınmaktadır. Kitapta tüm bu asimilasyon çabalarına karşı Şiileşmenin panzehiri olan Alevi kadınının, yol-erkân hizmetinin yürütülmesi ve örgütlenmesindeki yerinin hatırlanması, Şii misyonerlerinin Alevi asimilasyonunda bir zaaf olarak kullandıkları ezberlerin bozulması için ‘Gerçeğe Hü’ diyen bir toplumsal farkındalık seferberliğinin gerektiği vurgulanmaktadır.
Bu Güzel Eseri Satın Almak İsterseniz
Bu güzel esere aşağıda yer alan online sayfalardan ulaşıp satın alabilirsiniz canlar