TSK’daki Alevi Subayların Tasfiyesiyle Suriye’de Yaşananların Ne İlgisi Var – Soner Yalçın

Selefi-Vehhabi örgütler…
Suudi Arabistan ve Katar…
Erdoğan ve Davutoğlu…

Suriye’ye ilişkin aynı “dili” konuşuyorlar.

Suriye Alevileri için sapkınlık anlamında “Nusayri” kelimesini kullanıyorlar.

Kuşkusuz… Suriye Alevileri; Türkiye Alevilerinin “Kızılbaş” kelimesinden rahatsız olmaması gibi, “Nusayri” tanımından rahatsız değiller. Rahatsız oldukları; bunu dile getirenlerin kavrama yükledikleri anlamdı!

Bu konuda Davutoğlu uyarıldı bile…

Tarih: 3 Temmuz 2012.

Suriye muhalifleri Kahire’de toplantı yaparken ABD Şam eski Büyükelçisi Robert Ford Davutoğlu’nu uyarma ihtiyacı hissetti: “Nusayrı değil, lütfen Alevi deyin!”

“Kardeşi Esat”tan “Nusayri Esat”a geçişin nedenini biliyoruz…

Biliyoruz ki… Suriye’de mezhep çatışması için “kimileri” ne provokasyonlar yaptı. Örneğin, isyanın ilk merkezi Dera’da, camilerdeki Hz. Ömer ve Hz. Osman isimlerin karalayıp, “Beşşar’dan başka Allah yoktur” diye yazdılar! Cami bile yıktılar. Bunları Tunuslu dinci Ebu Kusey Tunus TV’de itiraf etti…

Suriye yönetimine ilişkin yıllardır yapılan bir kara propaganda var:

“Ezen azınlık Alevi, ezilen çoğunluk Sünni!”

Bu doğru mu?

Hayır..!

Aksine Suriye’de rejim, Sünni sütunlar üzerinde yükselmektedir. Bakınız…

Tarih: 18 Temmuz 2012.

“Küresel cihatçılar” Şam’daki Ulusal Güvenlik binasına bombalı saldırıda bulundu. Ölenlerin mezhepsel kimliği Suriye rejimi hakkında bilgi veriyor:

Savunma Bakanı Davut Raciha Hristiyan, Esat’ın askeri danışmanı eski Savunma Bakanı Hasan Türkmani Sünni, Askeri İstihbarat Başkanı Hişam Ahtiyar Sünni, Genelkurmay Başkan Yardımcısı Asaf Şevket Alevi idi!..

Zor dönemlerde koltuğunu bırakmamış Dışişleri Bakanı Velit Muallim’in Sünni olduğunu biliyorsunuz.

Yıllardır Suriye’de dışişleri ve içişleri kadroları yüzde 80 oranında Sünnilerin elindedir. Dışişlerinde Deralılar ve içişlerinde İdlipliler vardır; ve iki kent de Sünni’dir!

“Altı Kişilik Sünni Konseyi”

Baas ideolojisi dinsel farklılıkları ve mezhepsel ayrımı reddeder; laikliği savunur.

Bu nedenle…

1963’te Baas darbesinden sonra oluşturulan 14 kişilik Askeri konseyin sadece beşi Alevi idi!

Hafız Esat döneminde; Başbakan Abdurrauf el Kasım,

Genelkurmay Başkanı Hikmet el Şihabi, Savunma Bakanı Mustafa Tılas, Dışişleri Bakanı Abdülhalim Haddam Sünni’ydi.

Suriye için çok önemli olan Savunma Bakanlığı’na Hıristiyan Yusuf Şakkur bile oturdu.

En uzun süre Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapan Naci Cemil Kasım gibi komuta kademesinde Sünni generaller vardı.

Genel İstihbarat Direktörlüğü görevinde bulunan Mecit Sait Sünni’ydi. Sonra göreve gelen Beşir Neccar da Sünni’ydi. İsim isim uzatmayayım.

Hafız Esat 1983’te, kalp hastalığından tedaviye başlarken Suriye’yi yönetmesi için oluşturulan altı kişilik konseyin hepsi Sünni idi.

Suriye’de mezhepsel dayanışma olsa Esat, Salah Cedit’ten General Muhammet Ümran’a kadar Alevileri tasfiye eder miydi? Kardeşi Rıfat’ı 1984’te sürgüne gönderir miydi?

Beşar Esat, Sünni Esma ile evlenir miydi?

Bugün…

Suriye diyanetinde Hıristiyanların bile temsilcisi var ama Alevilerin yok. Alevilere

Cemevi yasak!

Okullarda Sünni müfredat var; Alevilik öğretilmiyor.

Tv’deki dini kanal da tek kelime Alevilikten bahsedilmiyor.

Alevilere hakaret eden kitapların satışına engel yok.

En çok Alevi nüfusun yaşadığı Tartus ilinin; valisi Dürzi, emniyet müdürü Sünni ve belediye başkanı Sünni!..

Yani… Aleviler yazıldığı kadar Baas rejiminden imtiyaz görmedi/görmüyor.

Zaten… Devlet yönetimindeki Alevilerin katı laik tavırları nedeniyle Alevilikle de ilişkileri pek yok. Aslolan “laiklik kimliği”

Rejimin karakteri Alevilik olsa Suriye muhalifleri arasında Alevilerin ne işi var?

Peki…

Suriye hakkında neden “Alevi Devleti” kara propagandası yapılıyor?

“Alevi Subay Düşmanlığı”

“Alevi Devleti” yalanını nedenleri var:

1) 1965 yılında; 100 şirketi kamulaştıran, toprak reformu yapan, bürokraside ayrıcalıklı ailelerin nüfuzlarını kıran Hafız Esat’ı “Alevi” vurgusuyla yıkmak isteyenler, Osmanlı’dan beri gelen düzenlerinin bozulmasını istemeyen Suriye’nin zenginleriydi!

2) “Aleviliği din dışı gören” Müslüman Kardeşler/İhvan adlı dinci örgütün düşmanlığı. Öyle ki, Esat’ı düşürmek için ülkede hep mezhep savaşı kışkırtıcılığı yaptılar. Örneğin…

Tarih: 16 Haziran 1979.

Halep Topçu Okulu’nda İhvan mensubu Yüzbaşı İbrahim Yusuf yanındaki askerlerle yemekhanede askeri öğrencileri Alevi-Sünni diye ayırıp 32 Alevi öğrenciyi silahla öldürdü!

Konu konuyu açıyor.

“Konu Fena Halde Türkiye’ye Benziyor.”

Fransızların işgali döneminde Alevilerin askeri okullara alınması önündeki engeller kaldırıldı. Yoksul Alevi çocuklarının tek kurtuluşu; okul yaşamında yeme-barınma-giymenin bedava olduğu ve meslek garantili tek iş askerlikti. Üstelik Hıristiyanlar ve Sünni “elitler” askerlik yapmayı küçümsüyorlardı.

Suriye Ordusu’nda Alevi subaylar bulunmasının sebebi buydu. Ancak sanıldığı gibi sayıları çok değildi; Cambridge Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre ordunun yüzde 70’i Sünni’ydi.

Ergenekon ve Balyoz kumpasıyla TSK’daki Alevi subaylar tasfiye edilirken alkış tutanlar, aynı anlayışla Suriye konusunda kamuoyunu kandırıyor.

Sormazlar mı adama:

Alevi bakanınız, Alevi milletvekiliniz, Alevi valiniz-emniyet müdürünüz ve hatta bir tek Alevi yüksek bürokratınız var mı?

Sonuçta…

Suriye yönetimine “Nusayri” diyenlerin niyetini biliyoruz.

[hr]
Soner Yalçın | odatv.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir